Web sitemize hoşgeldiniz, 21 Kasım 2024

Doktorluk ve Gastroenteroloji Hakkında Röportaj

Doktorluk ve Gastroenteroloji Hakkında Röportaj

Doktorluk mesleği, uzmanlık alanım, çalışmalarım ve deneyimlerim hakkında yapılmış bir röportaj:

”Merhabalar Hocam, öncelikle sizi ağırladığımız için memnuniyet duyduğumuzu belirtmek isteriz. Nasılsınız, iyi misiniz?

Teşekkürler iyiyim.Ben bu sitenizi daha önce duymamıştım. Fakat 1-2 hastamın benden Facebook da bahsettiğini, onu okuyarak gelen hastalarımından duydum. Aslında medyatik olmaktan ve çok duyulmaktan hoşlanmam. Ama sizin sitenizin hastaları iyi yönlendirdiğini görünce sizlere çalışmayı çok istedim.

 

Bize kendinizden bahseder misiniz?

38 yıllık doktorum. 1976 yılında Ankara Tıp Fakültesini bitirdim. 15 ay pratisyen olarak çalıştım. Daha sonra Ankara Numune Hastanesinde İç Hastalıkları ihtisası yaptım. 52 ay Artvin de çalıştım.1 Temmuz 1986- mart 1989 tarihleri arasında tekrar Ankara Numune Hastanesinde başasistan olarak çalıştım.7.3.1989 tarihinde Ankara Tıp Fakültesi Gastroenteroloji bölümüne geçtim,uzman ,yardımcı doçent,doçent ve 17 nisan 2001 de profesör oldum.Halen orada çalışıyorum. Muayenehanemi de 15.3.2007 yılında açtım, bana göre açmakla iyi yapmışım çünkü: Burada istediğim kadar hastamla ilgilenebiliyorum.

Vaktinizi oldukça iyi değerlendirmişsiniz. Peki hocam size göre hekimlik nedir? Neden hekim olmayı seçtiniz?

Bu soru beni çok zorlar. Çünkü seçme sebebim 2 nedenledir. Birincisi çocukken bir tren aktarması sırasında annem hareket eden trene beni yetiştirmeye çalışırken ayağımı kırdı,6 yaşındaydım, çok ızdırap çektim. 2 operasyon geçirdim.18 yaşıma kadar kontrolde kaldım. Operasyon yapan doktorum Allah onu ve sevgili babamı rahmet etsin, ameliyat masasına yatarken doktor olmaya söz verdim. Sonra unuttum. Orta Doğu Üniversitesine 1 ekim 1970 yılında başladım.Sevgili babam bir şey dememişti , ama 2 sevgili sınıf arkadaşım Hamit Amca biz Tıp fakültesine ön kayıt yaptık diyince sevgili babam ne yapalım Hülya istemedi dedi,fakat beni etkilemişti. Eski verdiğim söz ile 1 hafta sonra ODTÜ den ayrılıp Tıp Fakültesine geldim.

Bana göre hekimliği hep ‘Sevgili Babam’ tarif etmiştir.Allah sana çok hayırlı bir görev nasip etti bunun kıymetini bil ve insanlara yardım et. Ona verdiğim sözü bazen unuturum,biliyorsunuz bende insanım hatasız kul olmaz ama hastalarımı yüreğimde hisseder empati kurarım. Eğer hasta ile iletişiminiz iyi değilse iyi hekim olamazsınız. Çok bilgili olmak değil insan seven vijdanlı biri olmak bence en önemli özelliktir. Ben 1990 yılından beri doktor yetiştiren bir hocayım onlara hastalarınızı sevin , Allah bunun mükafatını size her iki Cihanda verecektir diyorum. Bilmem anlatabildim mi.

Yoğun olmanıza rağmen işinizden memnunsunuz. Peki bu uzmanlık alanını tercih etme sebebiniz nedir?

Çok yoğunum ama bu iş bildiğim yegane iş, benim için  hasta muayenesi ,hastalarla  konuşmak  ve onların endoskopi işlemlerini yapmak ve literatür okumak en önemli hobim.

Bu uzmanlık alanını seçmem çok acıdır. Ben kardiyoloji bölümünde çalışıyordum, 12.7.1988 tarihinde sevgili babama yapılan endoskopide mide kanseri çıkması ve onu 59 günde kaybetmek beni çok üzdü, Sayın Prof.Dr.Kadir Bahar babamın doktoru idi.Onun ve bazı arkadaşların ısrarı ile Gastroenteroloji bölümünü seçtim ve şimdi çok memnunum hastalarıma biraz yararım dokunuyorsa ne mutlu bana.

Sizce hekim olmak için bir insanın hangi vasıflara sahip olması gerekir? Mutlaka zor bir meslektir, o yüzden şöyle soralım: Mesleğinizin kendine özgü zorlukları nelerdir?

Bence bu mesleği sevmek çok önemli, yalnız benim doktor olduğum zamanla şimdiki durum çok farklı, biz doktorlar her şeyden korkar hale geldik. Her yerde avukatlar ordusu ve bir çok davalar var , bizim zamanımızda doktora aşırı sevgi ve saygı vardı , acaba biraz bunu biz doktorlar ve şartlarda mı hazırladı bilemiyorum. Ama her şeye rağmen mesleğe ilgi giderek artıyor ve çok akıllı gençler bu mesleği tercih ediyor.

Bu mesleği seçecekler bilmeli ki hayatlarının odak noktası olacak her şeyin önüne geçecek 24 saatlerini işgal edecek. Size sorarım hangi meslekte uyurken bile işlerini düşünen kaç kişi var.Ama biz doktorlar ertesi gün yapacağımız her şeyi inceden inceye düşünürüz. Çok şükür ben cerrah değilim birde onları düşünün.

Görev yaptığınız süre içerisinde sizi keyiflendiren veya aklınızda kalan bir vakıa veya olayı bizimle paylaşmak ister misiniz?

Hem yukarıdaki soru ile ilgili olabilecek kadar beni düşündüren bir olay anlatmak isterim.Doktor arkadaşlarla 14 mart Tıp bayramı yemeği gibi bir yemekte sohbet ediyoruz , kusura bakmayın ben biraz açık sözlü ve patavatsız olduğum için bizler hakkında konuşurken , şöyle diyorum insanın akılsızı doktor,doktorun akılsızı cerrah,cerrahın en akılsızı beyin cerrahı olur derken,çok kibar meslek dışı olduğunu tahmin ettiğim bir hanımefendi bana şöyle idi, biliyor musunuz en akılsız insan beyin cerrahının eşidir. Ortamda buz gibi bir hava esti ben hanımefendiye bakarken ne kadar bencil olduğumu anladım. Bir anda bizi okutan Türk halkı, ailelerimiz, çocuklarımız ve yakınlarımızın ne kadar fedakarlık yaptıklarını unuttuğum için kendimden utandım herkes ve her şey için doktor arkadaşımızın eşinden özür diledim.

Ben bu mesleği seçecek kişinin girdiği toplumu ve münasebette olduğu herkesi etkiliyeceğini bilmesini ve ona göre meslek tercihi yapmasını istiyorum. Sevgili eşim 44 yıllık arkadaşım ve cerrah olarak onun en sevdiğim sözü dünyada kolay meslek yoktur. Her mesleğe ve birbirimize saygılı olmalıyız.

Bize alanınızda yaptığınız çalışmalardan biraz söz eder misiniz?

1989 yılından beri Gastroenteroloji ile uğraşıyorum. 1989-1997 yılları arasında ağırlık kronik viral hepatitli hastaları sevgili hocam Prof.Dr. Özden Uzunalimoğlu ile takip ettim. Bizim merkez hocam başkanlığında Türkiye de interferon tedavisini ilk uygulayan ve bu hususta çalışmalar yapan merkezdir. Çok takipli hastalarımız var halen Ankara Tıp Fakültesi Cebeci Hastanemizde Hepatoloji polikliniği ile müşterek takipler yapmaktayız. Bu yıllarda Prof.Dr. Ali Özden ile yine bir ilk olarak H.Pylori çalışmalarını beraber yürüttük ve bizim merkez bu hususda ülkemizde ilk çalışmaları yapan kliniktir. Bu çalışmaları yaparken endoskopi ünitesindeki personel ve uzman kadromuzla hastalarımıza 1994 yılından itibaren diazepam ve midozolam ilaçlarını damardan vererek uyutarak endoskopi işlemlerini daha kolay ve hasta için daha rahat hale getirmeye , ülkemizde yaygın kullanılmasında da bizim katkımız oldu ve bununla ilgili makale yaptık. Türk halkında basur ve kabızlık ile ilgili epidemiyolojik çalışmalar yaptık. Uzmanlığımdan itibaren klinik olarak patoloji ile beraber sayın Prof.Dr. Arzu Ensari ile çöliak hastalarını araştırdık, çözülemeyen hastalarda tanı konarak tedavileri sağlandı ve halende çalışmalarımız devam ediyor.

1997 yılında Japonyada 16 Ocak-11mart arasında erken mide kanseri ve erken sindirim sistemi kanserleri hakkında kursa katıldım.Sertifika aldım.. 2003 yılında A.Ü Rektörlüğünün Bilimsel Araştırma Projeleri Müdürlüğünce desteklenen 2003-00000-28 nolu 50 yaş üzeri populasyonda kolorektal kanser taraması ve erken kolon kanseri sıklığının araştırılması projesini 2005-2008 yılları arasında 100 büyütmeli kolonoskopla ile çalışmasını  07/04/2008 tarihinde kesin rapor ile A.Ü Rektörlüğünün Bilmsel Araştırma Projeleri Müdürlüğüne gönderdim.Bu çalışma ile 7 adet ulusal ve 3 adet uluslararası tebliğ yapıldı. Ayrıca kolonoskopi yapılan  hastaların verileri kullanılarak Patoloji Bölümü ile ortak 2 makale yayınlandı.

1.Makale : The significance of beta-catenin, E-cadherin, and P-cadherin expressions in neoplastic progression of colorectal mucosa an immunohistochemical study.Acta Gastroenterol Belg.2007 OctüDec;70(4)339-44, 2.Makale :Mucins in the colorectal neoplastic spectrum with reference to conventional and serrated adenomas. Turk J Gastroenterol 2007 Dec;18(4)230-8.  Ayrıca büyütmeli kolonoskopla “ Inflamatuvar barsak hastalarında displazi araştırmalarını “ yaptım.

2.Proje olarak Ülseratif kolitli hastalarda proanjiogenik ve antianjiogenik faktörler arasındaki denge adlı  20070809049HPD nolu 18/07/2007 başlama tarihli ,18/07/2008 bitiş tarihli proje 23/02/2009 tarihinde Bilimsel projeler Müdürlüğüne gönderildi. Bu proje 170.nci Falk Symposium da 11-12 Eylül 2009 Glasgow-Büyük Britanya  da ‘ The evalution of VEGF and endostatin in ulcerative colitis’ adlı  Poster olarak komite tarafından ‘Birinci Poster ‘seçildi.Ödül alarak , 7 dakika sözlü sunum yaptım.

Halen İltihabi barsak hastalığı ile çok ilgileniyorum ve en çok bu gurup hastaları takip ediyorum.Yakında Ankara Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim dalı olarak Orta Doğu Endoskopi eğitim merkezlerinden biri olarak çalışmaya başlayacağız. Halen endoskopi merkezimizde Azerbaycan ve Arnavutlukdan gelen meslektaşlarımızı eğitmekteyiz.

 

Gördüğümüz kadarıyla yoğun bir doktorsunuz, tedavi için başka şehirlerden gelen hastalarınız oluyor mu? Şayet oluyor ise, bu hastaların tedavilerini ve sonrasındaki takiplerini nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Bana her ilden ve yurt dışında çalışan vatandaşlarımızdan muayeneye gelen hastalarım var. Bu gelen hastaların büyük çoğunluğu takipli kronik hastalığı olan hastalarımdır. Hepsinde cep telefon numaram,hepsinde hastane telefon numaram, ve e-mail numaram var beni her şekilde ararlar takiplerine gelemezlerse yaşadıkları yerlerde tetkiklerini bana e-mail, faks veya telefonla bildirirler ben de ona göre redavi planlarını değiştirir veya tedavi ilaveleri yaparım. Çoğunlukla 3-6 ayda bir gerekli olanlar kontrole gelirler. Bizde kontrollerini yaparız. Yukarıda da bahsettiğim gibi karaciğer hastaları, çöliak hastaları, iltihabi barsak hastaları ve operasyon geçirmiş kanser hastalarım genellikle benden habersiz hareket etmezler, yaşadıkları merkezdeki hastanelerde ve özel gittikleri doktorlarla beni görüştürürler tedavi planını beraber yaparız, çok ciddi problemler var ise bize acil yönlendirilir ve gönderilirler.

Peki hocam, verdiğiniz değerli bilgiler için, güzel sohbetiniz ve bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Son olarak hastalara yönelik tavsiyeleriniz varsa paylaşır mısınız?

Hastalar gördüğüm kadarı ile artık interneti çok iyi kullanıyorlar, aynı hasta gurupları ile iletişim kuruyorlar ve bence bu iletişim doğru.Fakat son zamanlarda televizyonlar da Prof.Dr. olarak lanse edilen ve çok tehlikeli olabilecek alternatif tedavi yöntemlerini sunanlar var ve maalesef ciddi hastalığı olan ve bu tedavilerden zarar gören hastalarımız olmakta, bir kısmı sorduğu için anında uyarmaktayız. Tabiki çok yararlı sağlık programları olmakta ve onları izlemek çok yararlı olabilr.

Ben son olarak kendi branşımla ilgili olan bazı bilinen uyarıları tekrar ederek bitirmek istiyorum.

  • 45 yaşına gelen herkes hiçbir şikayeti olmazsa bile endoskopi ile midesine baktırmalı.
  • 50 yaşına gelen herkes hiç bir şikayeti olmazsa bile kolonoskopi ile barsaklarına baktırmalı , çünkü: Barsak kanseri en çok bu yaşlarda başlar.
  • Ailesinde sindirim sistemi kanser olan bireyler ailede görülen kanser yaşından 10 yıl önce incelemelere başlamalıdır.
  • Gizli sarılık diye bildiğimiz HBV ve HCV virus taşıyıcıları 6 ayda bir kontrole gitmelidirler.”

Prof.Dr. Hülya Çetinkaya

Röportaj kaynağına ulaşmak için tıklayabilirsiniz.

 

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.